Laparoskopi mide ameliyatı hem karın, hem de pelvik boşluklardaki hastalıkların teşhisi ve tedavisi için uygundur. Laparoskopi sırasında doktor, iç organları değerlendirmek için karın veya pelvik boşluğa tüp şeklinde bir optik muayene cihazı olan endoskopu yerleştirir.
Laparoskopi Nedir?
Laparoskopi mide ameliyatı (laparoskopi) sırasında doktor, endoskop olarak da bilinen laparoskop ile karın boşluğunun içine bakar. Laparoskopi yönteminde cerrahın büyük kesiler açmasına gerek yoktur. İşlem için yalnızca 1-1.5 cm’lik bir kesi yeterli olur. Bu sebeple, laparoskopi yöntemi minimam invaziv cerrahi olarak da anılır. Laparoskopi, bir optik sistem ve bir ışık kaynağından oluşan sert bir optik alettir. Cerrah ve ameliyat ekibinin operasyonu televizyon ekranındaymış gibi görebilmesi için video kamera ile monitöre bağlanmaktadır.
Laparoskopi Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Laparoskopi mide ameliyatı genel anestezi altında gerçekleşir. Operasyon için göbek üzerinde, yaklaşık 1 cm’lik bir kesi açılır. Bu deliğin içinden, hastanın karnına 3 mm kalınlığında bir kanül sokulur ve karbondioksit gazı karın boşluğuna pompalanır. Karın boşluğundaki hava bolluğundan dolayı karın duvarı organlardan sıyrılmaktadır. İç organlar endoskop ile görüntülenebilmektedir.
Bir sonraki adım olarak, karın boşluğuna göbek deliğinden karın boşluğuna 1 cm kalınlığında içi boş bir sonda sokulur. Endoskop daha sonra bu içi boş proba yerleştirilmektedir.
Tanı için önce laparoskopi yapılır. Tanısal laparoskopi, diğer tüm terapötik laparoskopik girişimler için temel gerekliliktir. Bu tür müdahaleler sırasında, karın bölgesindeki 5-10 mm’lik başka kesiklerden içi boş tüpler yerleştirilmelidir. Aletler (kancalar, makaslar, klempler, hemostaz için klipsler, klempler) bu içi boş problar aracılığıyla yerleştirilebilir.
Bir operasyonun laparoskopik olarak yani minimal invaziv olarak mı yoksa “anahtar deliği cerrahisi” yardımı ile mi yapılacağı, operasyonun türüne, cerrahın deneyimine, becerisine ve tercihlerine ve aynı zamanda ekonomik yönlere bağlıdır.
Laparoskopi Ne Zaman Yapılmaktadır?
Günümüzde laparoskopi mide ameliyatı genellikle sonradan anahtar deliği ameliyatı yardımı ile tedavi edici operasyonlar gerçekleştirmek için yapılmaktadır. Anahtar deliği ameliyatı sadece ameliyatta değil aynı zamanda jinekoloji, üroloji ve diğer uzmanlık disiplinlerinde de kullanılmaktadır. Doku örnekleri (biyopsiler) tanısal laparoskopinin bir parçası olarak da alınabilir.
Laparoskopi nadiren tamamen tanısal nedenlerle yapılmaktadır. İçi boş organların (yemek borusu, mide, kalın bağırsak) hastalıklarının teşhisi için gastroskopi (gastroskopi) ve kolonoskopi (kolonoskopi) daha iyi yöntemlerdir.
Karaciğer, dalak, pankreas, safra kesesi, böbrek ve apandis gibi “glandüler” organların teşhisi, görüntüleme teknikleriyle daha iyi yapılmaktadır. Bunlar:
- Ultrasonik
- Bilgisayarlı tomografi
- Manyetik rezonans görüntüleme
Laparoskopik Olarak Hangi İşlemler Yapılabilmektedir?
Teorik olarak karın boşluğundaki her işlem laparoskopi mide ameliyatı olarak yapılabilir. Anahtar deliği ameliyatının kullanıldığı en yaygın işlemler şunlardır:
- Safra taşı hastalığı, safra kesesinin çıkarılması
- Kasık fıtığı, göbek fıtığı ve kesi fıtığı ameliyatı
- Apendektomi (ekin çıkarılması)
- Adezyonların gevşemesi (adeziyoliz)
- Kadının sterilizasyonu
- Yumurtalık kistinin çıkarılmasının yanı sıra diğer jinekolojik operasyonlar (örn. Histerektomi)
- Böbrek, mesane ve prostatta ürolojik operasyonlar
- Diyafram fıtığı veya reflü hastalığı ameliyatı
- Enflamasyon, divertikülit ve karsinom için kolon çıkarma
Mide Ameliyatı Olanlar İçin Laparoskopik Yaklaşım
Laparoskopik yaklaşımlar ciltte ve karın duvarında büyük kesilerden kaçınmaktadır. Bu yöntemler, bağırsakların ameliyat esnasında oda havası ile temasını engeller. Tam olarak anlaşılmasa da laparoskopik yaklaşımlar daha az sistemik iltihaplanmaya ve mide ameliyatı sonrası bağırsak yara dokusuna neden olur.
Laparoskopik mide ameliyatı bariatrik cerrahi ve safra kesesinin çıkarılması gibi sorunlar için tercih edilen tedavi seçeneği olarak, açık cerrahinin yerini başarıyla almıştır. Aslında bu ameliyat artık ayakta tedavi olarak yapılabilmektedir. Gastroözofageal reflü hastalığının tedavisi artık minimal invaziv teknikler kullanılarak gerçekleştirilmektedir.
Laparoskopik fundoplikasyon, daha hızlı iyileşme ve gıdanın ağızdan alımına daha hızlı dönüş avantajını sunar. Kilo kaybı için laparoskopik cerrahi büyük bir şekilde gelişmiştir. Daha önce laparoskopik operasyon geçirmiş bir hasta için tekrarlanabilecek ölçüde ilerlemiştir.
Ancak organların zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Bu amaçla giriş yerinin farklı olması ve alternatif bir giriş tekniğinin kullanılması gerekebilmektedir. Bu cerrahi türü, risk ve fayda oranı lehine sürekli gelişmektedir.
Laparoskopik Tüp Mide Ameliyatı
Laparoskopik mide ameliyatı obezitenin bir cerrahi tedavi şeklidir. Midenin yaklaşık %80-90’ı kapasitesini azaltmak için rezekte (cerrahi olarak kesip çıkarmak) edilmektedir. Mide rezeksiyonu yapıldıktan sonra kesilen kenar zımba ile kapatılmaktadır.
Tüp mide, minimum komplikasyon oranı sayesinde, obezitenin diğer cerrahi prösedür biçimlerine göre yine de bir avantaja sahiptir. Yine de tüp mide ameliyatının en korkulan komplikasyonlarından biri mide kaçağıdır (zımba tellerinden sızıntı). Tüp mide ameliyatı sonrası için sızıntı riski yaklaşık %5’tir.
Retrospektif bir çalışmada %5,6’lık bir insidans bulmuştur. Ancak bu insidans, cerrahın deneyimi arttıkça azalmaktadır. Bir çalışma grubuna göre, “iki oyuk iç organ arasındaki cerrahi birleşme yerinden sızması” olarak tanımlandı.
Ayrıca, anastomoz yakınında toplanabilen veya duvar veya dren yoluyla çıkabilen bir dikiş hattı yoluyla gastrointestinal içeriğin bir atığı da olabilmektedir. Laparoskopik mide ameliyatı sonucu oluşan mide sızıntısı, ameliyat sonrası başlangıç zamanına (erken, orta ve geç), sızıntının yerine göre farklı şekillerde sınıflandırılır. Radyolojik görünüm, c linikal sunum, vb. zımba hattının üçte birinde %80 oranında kaçak meydana gelebilmektedir.
Laparoskopinin Faydaları Nelerdir?
Laparoskopi mide ameliyatı, hasta için açık karın ameliyatından daha naziktir. Laparoskop yardımı ile detaylar monitörde büyütülebilmektedir. Organlar arasındaki dar yerler ve açılar mide ameliyatı sonrası yakından izlenebilmektedir.
Hastalar daha çabuk ayağa kalkabilir ve bağırsak hareketleri daha erken başlamaktadır. Bu da erken dönemde normal beslenmeyi sağlar. Mide ameliyatı sonrası beslenme bir süre doktor kontrolünde sıvı besinler ile yapılabilir.
Bu sadece hastanede kalış süresini kısaltmakla kalmaz, aynı zamanda komplikasyon oranını da düşürür. Laparoskopi mide ameliyatı bazen ayakta tedavi bazında da mümkündür, örneğin sadece bir muayene, küçük kistlerin veya endometriyal odakların çıkarılmasıyla ilgiliyse. Ek olarak, karın bölgesinde yapışıklıklar veya kesi fıtıkları gibi uzun vadeli etkiler açık cerrahiye göre daha azdır. Mide ameliyatı fiyat konusunda değişim göstermektedir.
Laparoskopinin Dezavantajları Nelerdir?
Mide ameliyatı olanlar için herhangi bir cerrahi prosedür gibi, laparoskopi de belirli riskler içerir. Örneğin, kan damarlarının, sinirlerin veya organların yaralanma riski vardır. Daha büyük kanamalar cerrahın görmesini engelleyebilir ve bu nedenle emzirmek açık cerrahiye göre daha zordur. Laparoskopinin nispeten yaygın ancak zararsız bir etkisi, doktora daha iyi bir görüş sağlamak için gerekli olan, içeri üflenen gazın bir sonucu olarak şişmiş bir midedir. Bu şişkin mide işlemden sonra gerginleşebilmektedir ve ağrıya neden olabilmektedir. Ancak bu genellikle hızlı bir şekilde geçmektedir.
Laparoskopinin diğer olası komplikasyonları arasında yara enfeksiyonları, ardından doku yapışmaları ve kan pıhtılaşması (tromboz) riski bulunmaktadır. Ancak, bu tür komplikasyonlar nispeten nadirdir ve prensipte diğer operasyonlardan sonra da ortaya çıkabilmektedir. Laparoskopik mide ameliyatı sonraki genel risk, açık cerrahiden sonra olduğundan daha düşüktür.
Laparoskopi Yönteminin Uygun Olmadığı Durumlar
Şiddetli kalp veya akciğer hastalığı olan hastalar genellikle laparoskopik olarak ameliyat edilmezler. Çünkü karın boşluğunun laparoskopik prosedürler için gerekli olan gazla şişirilmesini içermektedir. Sonuçta ortaya çıkan yüksek diyafram kalp veya akciğer hastalığının semptomlarını şiddetlendirebilir. Karın boşluğuna yapılan önceki ameliyatlar ile ortaya çıkan yapışıklıklar laparoskopi mide ameliyatı zorlaştırır ve ameliyatın açık bir işlem olarak devam ettirilmesine neden olabilir. Çok kilolu kişilerde laparoskopik bir operasyon genellikle teknik olarak zordur.
Mide, kolon veya rektum kanseri gibi kötü huylu tümörlerin laparoskopi mide ameliyatı özel deneyim gerektirir. Çünkü burada, radikalizm nedeniyle tümörün, ilişkili lenf düğümleri de dahil olmak üzere ve sıklıkla komşu organların bazı kısımları ile tamamen çıkarılması önemlidir. Bağırsak tümörlerinin çoğu için bu açık ameliyatla daha iyidir. Hasta için daha büyük bir kesinlik ile mümkündür. Ancak daha yeni karşılaştırmalı çalışmalar, özellikle kolon ve rektum kanserinde laparoskopik operasyonların açık operasyonlarla aynı radikalizm ve dolayısıyla hasta için güvenli bir şekilde gerçekleştirilebileceğini göstermektedir. Mide ameliyatı olan ünlüler sıklıkla görülebilir.